NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’S-SİYAM

<< 938 >>

اختلاف أهل الآفاق في الرؤية

4- Hilal'in Görülmesinde Yaşanan Farklılıklar

 

أنبأ علي بن حجر قال أنبأ إسماعيل قال حدثنا محمد وهو بن أبي حرملة قال أخبرني كريب أن أم الفضل بعثته إلى معاوية بالشام قال فقدمت الشام فقضيت حاجتها واستهل علي هلال رمضان وأنا بالشام فرأيت الهلال ليلة الجمعة ثم قدمت المدينة في آخر الشهر فسألني عبد الله بن عباس ثم ذكر الهلال فقال متى رأيتم فقلت رأيناه ليلة الجمعة فقال أنت رأيته ليلة الجمعة قلت نعم ورآه الناس فصاموا وصام معاوية قال لكن رأيناه ليلة السبت فلا نزال نصوم حتى نكمل ثلاثين أو نراه فقلت أولا تكتفي برؤية معاوية وأصحابه قال لا هكذا أمرنا رسول الله صلى الله عليه وسلم

 

[-: 2432 :-] Kureyb der ki: Ümmü'l-Fadl beni Muaviye'nin yanına Şam'a gönderdi.

Şam'a gidip işlerimi hallettim. Orada iken de Ramazan hilalini Cuma gecesinde gördük. Ay sonunda Medine'ye döndüğüm zaman Abdullah b. Abbas hilali görme meselesini benimle konuştu ve: "Siz ne zaman gördünüz?" diye sordu. "Cuma gecesi gördük" dediğim zaman, Abdullah:

 

"Cuma gecesinde sen bizzat gördün mü?" diye sordu. Ben: "Evet, gördüm. Aynı şekilde Şam'daki diğer insanlar da gördü ve Muaviye ile birlikte oruca başladılar" karşılığını verdiğimde, Abdullah: "Ama biz onu Cumartesi gecesi gördük. Orucu otuz güne tamamlayıncaya veya hilali bir daha bizler görünceye kadar da oruca devam edeceğiz" dedi. Ona: "Muaviye ile diğer arkadaşlarının hilali görmeleri yeterli olmaz mı ki?" diye sorduğumda: "Olmaz! Zira bu konuda Resulullah'ln (s.a.v.) bize olan emri bu şekildedir" dedi.

 

Mücteba: 4/131; Tuhfe: 6357.

 

Diğer tahric: Müslim (1087), Ebu Diivud (2332), Tirmizi (693) ve Ahmed, Müsned (2789)